Halil Cibran / Derin Akıl ve Derin Yürek

     Zinciri kırmamak deyimini duymuşsunuzdur diye tahmin ediyorum. Duymamış olmanıza istinaden kısaca anlatmam gerekirse; herhangi bir hedefe ulaşmak istediğinizde yolunuza devam ederken istikrarı elden bırakmamalısınız ki hedefinize istenilen şekilde ulaşın. Bu yüzden zincir metoforu kullanılır ve hayalde canlanan şeye benzetme yapılarak tıpkı kırılan bir zincirin bütününden ayrılıp işlevini yitireceği gibi istenen eylemin de tam zamanında istikrarlı şekilde ara vermeden vazgeçmeden sürekli şekilde yapılması gerekir. Anlaşılmıştır umarım. 
     Neden anlattığıma gelince de buraya zinciri en azından birkaç güne bir kırmamak adına yazmaya çalışacağım ki belki okuyan bir kişi dahi olursa istediğim amaca ulaşır; bir kalbe bir beyne bir ruha adı her neyse :) dokunur da iyi bir şeye vesile olurum diye... 
     Aslında zinciri kırmamaktan ziyade insanları kırmamak adına çıktığım hayat yolcuğunda kırıldım da kırıldım. Sonra sustum... Kırmadan vazgeçmeyi ve yola devam edip ne kırılıp ne kıracağım doğru mesafe ile  sınırların gerekliliğini fark ettim.Neyse bunlar laf-ı güzaf gelelim meseleye.
     Halil Cibran'ı filozof olmasından ötürü ve sosyal medya ahalisinin sıkça sözlerini basit ruh durumları için anlık paylaşımlarından belki tanırsınız, tanımak burada ismen anlamında kullanılmıştır. :) Bende en iyi kitaplarından tanırım ümidiyle ''Derin Akıl ve Derin Yürek'' kitabı elime geçer geçmez onu anlamaya derdinin bize ne anlatmak olduğuna odaklandım.
     Kitabın daha ilk bölümünden kitabın adına yakışır, hayattan olası kesitlerle derin sorgulamalar başlıyor. Sorular soruyor, çarpıcı, beyin karıncalanmasına neden olacak türden sorular. Bu sorgulamaları herhangi bir dogmanız yoksa yapabiliyorsunuz zaten burada bunu okuyan birinin de taassup içinde olduğunu hiç sanmam. Kitabın ikici bölümünden itibaren de hayatın ta içinden size siz fark etmeden öğütler salık veriyor. Bunu kimseyi yargılamadan yaftalamadan sadece size düşündürerek yapıyor. Bence insanoğlunun buna ihtiyacı vardır, ne dersiniz? Yani kıyasıya bir sorgulamaya uykuları kaçıracak kadar düşünmeye bu sorgulananları. Kısacası zaten düşünmeye ihtiyacı var bu dünya denilen yerdeki olanları...
      Bunu size yardım oluversin diye birileri yapıyor yol gösteriyor hadi sizde düşünün artık! Şimdi Halil Cibran'a bırakırsak sözü
     ''Biz zamanı güneşin hareketlerine bakarak ölçüyoruz;saymakla bitmeyen hareketlerine bakarak. Ve onlar zamanı ceplerindeki küçük makinelerle ölçüyorlar. Şimdi söyleyin bana, nasıl buluşabiliriz onlarla aynı yerde ve aynı zamanda? ''
    


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar